Bir insan size büyük bir hata yapıyorsa, bunu, ‘farkında değildi,’ ‘anlık oldu’, ‘niyeti kötü değildi,’ diye yumuşatmaya çalışmayın.

Büyük hatalar, büyük ihtimallerle yapılır.

Kimse sevdiği insanı kaybetmeyi göze alacak kadar rahat davranmaz.

Seven insan hata yapmadan önce durur; durmuyorsa, durması gerekmiyordur artık.

Sevgi çoğu zaman bir fren mekanizmasıdır. “Bunu yaparsam onu kaybederim” düşüncesi insanı tutar, geri çeker, düşündürür.

O fren yoksa ya karşı taraf gözden çıkarılmıştır ya da baştan beri o kadar da önemsenmemiştir.

İnsan sevdiğine karşı daha dikkatli olur; kelimelerini seçer, sınırlarını aşmaz, geri dönüşü olmayan davranışlardan uzak durur.

Bazen hatanın kendisinden çok, o hatanın bu kadar kolay yapılabilmesi can yakar. ‘Bunu yaparken hiç mi düşünmedi?’ sorusunun cevabı çoğu zaman acı ama nettir. Düşünmemiştir. Çünkü düşünmek, durmayı gerektirir. Durmayan insanın aklında kaybetmek yoktur.

Bu noktada yapılan hatanın büyüklüğünü tartışmak da anlamsızlaşır. Asıl mesele, o hatanın yapılabilmiş olmasıdır. Sizi üzmeyi, kırmayı, güveninizi sarsmayı göze alan biri, aslında çoktan bir mesafe koymuştur.

Sevgi, karşısındaki insanın canını önemsemektir; ‘buna dayanabilir mi?’ diye düşünmektir. O düşünce yoksa sevgi de yoktur.

Ve en zor kabul edilen gerçek şudur; bazı insanlar sizi bir anda gözden çıkarmazlar, önce küçük ihlaller sonra büyük hatalar yaparlar. Siz hala aynı yerde durduğunuzu sanırken de çoktan hayatınızdan giderler. Geriye kalan şey ise sadece geç fark edilen bir terkediliştir.

Sevgi, ‘nasıl olsa idare eder’ rahatlığıyla yan yana durmaz. O rahatlık başladığında sevgi sessizce çekilir. Geriye sadece açıklamaya çalıştığınız hatalar kalır.

Sevgilerimle…

Mail: [email protected]