diken-7

TV 264 ekranlarında her Cuma günü “Gazeteciler Soruyor” isimli programda Hakan Turhan, Safa Polat, Zafer Tokuş ile ekrana çıkıyoruz. Gerçi son zamanlarda rahatsızlığı nedeniyle Zafer Tokuş yerine Engin Arapoğlu bizimle birlikte oluyordu. Dün akşam ise Hakan Turhan, Safa Polat, Zafer Tokuş ve ben tam kadro programındaydık…

***

Program modaratörlüğüne yapan Tokuş herkese kendi gündemini sordu. Halkın “hayat pahalığı, geçim sıkıntısı” gündemi klasik olduğunu belirterek benim gündemimde Sakarya Ticaret Borsası seçimleri ile Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’nün başlattığı uyuşturucuyla mücadele olduğunu söyledim. Ve gazeteci Zafer Tokuş “programın ilk bölümünü uyuşturucuyla mücadeleyi ele alalım” dedi…

***

Malum daha 2 gün önce “Gün uyuşturucuyla mücadele günü” diye bir köşe yazmıştım. Bu köşe de Sakarya polisinin canla başla uyuşturucuyla mücadele ettiğini ve toplumun bütün katmanlarının bu mücadeleye destek olması gerektiğinin altını çizdim. Polisiye tedbirlerle uyuşturucuyla mücadelenin bir yere kadar geleceğini asıl başarının ise hem toplum, hem de bireysel olarak herkesin üzerine düşen görevi yaptığı takdirde elde edileceğini 2 gün önce belirttim…

***

Ve dün akşam Gazeteciler Soruyor isimli programda bu yazdıklarımı dile getirdikten sonra konuşmama şöyle devam ettim. Bu kentte sayısız Sivil Toplum kuruluşu var. Peki ama bu Sivil Toplum Kuruluşları uyuşturucu gibi önemli bir konuyla ilgili ne yapıyor! Dün akşam bunu ekranda sordum ve bugünde buradan devam edeyim. Şimdi soruyorum. Uyuşturucuyla mücadele anlamında Sakarya Valiliği çatısı altında önemli bir savaş veriliyor. Polis ve jandarma suçluları yakalıyor….

***

Bu suçlular adalete teslim ediliyor. 100 kişiden 10 kişi mahkeme tarafından tutuklanıyor. Yani polisiye işleyişle ilgili çalışmada sıkıntı yok. Ama asıl önemli olan sivrisinekle mücadele değil, bataklığı kurutmak olduğuna göre, asıl önemli olan genç beyinlerin uyuşturucuya bulaşmadan önlem alınması olduğuna göre, bu kentteki Sivil Toplum Kuruluşları bu anlamda ne yapıyor!

***

SATSO…

SESOB…

Ticaret Borsası…

Kent Konseyi…

Kent Şurası…

SASTOP…

Ah-de Vefa…

Düşünce Platformu…

MÜSİAD…

SAGÜSAD…

SASİAD…

Müteahhitler Birliği…

Sakaryagiad…

Saymakla bitmiyor…

Alayı…


***

Sahi yaa…

Alayınız uyuşturucu ile ilgili bu kentte ne yapıyorsunuz!

Soruyorum…

Alayınıza soruyorum…

İçinizde ‘ben de mi Cumalı” diyen varsa…

Hee babam sende…

Bu kentteki bütün STK’lara soruyorum…

Uyuşturucu ile ilgili bu kentte ne yapıyorsunuz!

Kaç kere Sakarya Valiliği’ne gidip, “Bizim üzerimize düşen bir görev var mı” diye sordunuz!

***

Var mı!

Bir babayiğit var mı!

Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım’a gidip, “Sayın valim, uyuşturucuyla mücadele de bizde varız. Toplumu bilinçlendirme adına, çocuklarımızı koruma adına bize görev verin. Farkındalık oluşturalım” diyen bir baba yiğit var mı!

Var mı yok mu!

Haaaaaaaa…

Konuşan çok…

Atan tutan çok…

Efendim uyuşturucu şu yaşa indi diyen çok…

Ama Vali Kaldırım’a gidip, “Bizde bu mücadele de varız” diyen yok…

***

Soruyorum…

Hangi Sivil Toplum Kuruluşu…

Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’nün kapısını çalıp, “Uyuşturucuyla mücadele uzman işidir. Uyuşturucuyla mücadele ederken gençleri buna özendirmemek lazım. Dolayısıyla uzman eşliğinde bize de görev verin. Uyuşturucuyla mücadele de bizde savaşalım. Bu illette karşı topyekun savaşırsak başarılı oluruz” dedi!

Var mı bir baba yiğit!

İçinizde samimi olarak bunları yapan var mı!


***

Varsa söyleyin…

Varsa bilelim…

Özür dileyelim…

Öyle dudak ucuyla “Biz her zaman uyuşturucuyla mücadele için hazırız” demekle bu işler olmuyor…

Öyle dümenden “göreve hazırız” demekle de bu işler hiç olmuyor….

Bana icraatla gelin…

Bakın…

Önce bir araya geleceksiniz…

Vali Kaldırım’ı ziyaret edeceksiniz…


***

Vali Kaldırım başkanlığında bütün Sivil Toplum Kuruluşları olarak birlik ve beraberlik içinde uyuşturucuyla savaşa gireceksiniz. İşte o zaman başarı gelir. İşte o zaman şehrinize, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkarsınız…

***

Öğrenmişiniz, “Uyuşturucunun yaşı filanca yaşa indi. Yok şu okul seviyesine geldi” demeyi, sallayıp duruyorsunuz. Merhum İsmet İnönü’nün, “Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” sözü var. Namussuzlar kadar namuslular cesur olmadıkça bu memlekette ne uyuşturucu biter, ne pezevenk biter, ne hırsız biter…

***

Son sözüm mü!

Bunlar uyuşturucu taciri, bunlar torbacı, bunlar adamın başına iş verir diye kıçınızdan korkmayın. Devlet var. Türkiye Cumhuriyeti var. Eğer hepimiz bu illetle mücadele edersek geleceğimiz olan çocuklarımıza daha temiz ve güzel bir ülke bırakabiliriz…