Dün kent gündemini yazdık…
Vay arkadaş…
Her kafadan bir ses…
O öyle değil…
Bu böyle değil…
O senin dediğin gibi hiç değil…
Arkadaşlar…
Bu kentte eskiden 1 gazete vardı…
İnternet zaten yoktu…
Televizyonda yoktu…
Radyo yoktu…
Haber siteleri yoktu…
Sosyal medya hiç yoktu…

*

Peki ama eskiden nasıldı!
Belli sayıda gazeteciler yazardı…
Şehir okurdu…
Peki şimdi öyle mi!
Geldiğimiz noktaya bakın!
Telefoncu “gazeteciyim” diyor…
Kırtasiyeci “gazeteciyim” diyor…
Ayakkabıcı “gazeteciyim” demiyor ama “Gazetecilik” oynuyor…
Büfeci “Gazeteciyim” demiyor ama o da “gazetecilik” oynuyor…

*

Bitti mi!
Nah biter…
İnternet sitelerine bakın…
Gazetelere bakın…
Radyolara bakın…
Sosyal medyaya bakın…
Herkes gazeteci…
Herkes muhabir…
Herkes yazar…
Herkes çok biliyor…
Cep telefonu olan fotoğrafçı…
İyi telefonu olan ise kameraman…
Ben bu noktada herkese saygı duyuyorum…

*

Cep telefonu ile fotoğraf sanatçısı veya foto muhabiri olun…
Ya da alın elinize kalemi ve gazeteci olun…
Otur klavyenin başına dünyayı kurtar…
Rumuz üzerinden herkesi eleştir…
Umurumda değil…
Bunları yaparken de…
Gazeteye…
İnternet sitesine…
Televizyona…
Dergiye…
Yani bir yayın organına gerek yok…
Sosyal medya var…
Mis gibi…
Bu mudur!
Budur…

*

Ama beni bir rahat bırakın…
Mesela Bahattin Tıknaz gibi yapmayın…
Bahattin abi sürekli yazdıklarımı beğenmez…
Ona göre ben hikayeyim…
O hep “SASKİ’yi yaz” der…
O hep “Ekrem Yüce’yi yaz” der…
Bahattin abi…
Hep söylerim…
Bir de buradan söyleyim…
Gazeten yok diye bahane üretme…
Sosyal medyadan kendin yazsana…

*

Ya da…
Çok sevdiğin…
Çok saydığın…
Bir zamanlar sana köşe yazdıran…
Ama yazdıklarını görünce bir daha sana yazdırmayan Sezai Matur kardeşin var…
Onun kendi haber sitesinde yaz…
Onun başında olduğu gazetede yaz…
Niye yazmıyorsun!
Ama aklında olsun…
O günler mazide kaldı…
Sezai Kardeşin sana yazdırmaz!

*

Bu arada sosyal medyada yazanlar var…
Hatta sert dille yazanlar var…
Hatta ve hatta kantarın topuzunu iyi ayarlayamayıp hakaret edenler de var…
Sosyal medyada kahraman kesilip, yediği davayla birlikte hakim karşısında “Mezdeke” eşliğinde kıvıranlarda var…
Don lastiği gibi uzatmanın anlamı yok…
Ya da kibar olayım…
Uzun lafın kısası…
Benim yazdıklarımı beğenmeyenlere saygım var…
Tepki gösterenlere 2 kez saygım var…

*

Ama ne olur bana "öyle yaz, böyle yaz” diyeceğinize…
Lütfen sosyal medyanızdan istediğinizi yazın…
Hatta beni de yazın…
Eleştirin…
Nokta…

*

Bugün “Sakarya Gündemi 2” yapacaktık ama yapamadık…
Neyse…

*

Devam edecek…