Geçmiş yıllarda yaşanan olaylar ileri ki yıllarda tecrübe kazanmamız ve tedbir almamı sağlar, aynı yanlışa düşmemizi önler.

Marmara Denizi geçen yılın sonundan bu yana su yüzeyini ve derinlerini saran ve "deniz salyası" olarak adlandırılan müsilaj tehlikesi ile karşı karşıya kalmasının ardından birkaç haftadır çok yoğun bir şekilde konu ele alındı. Bugün saat 14.00 itibarı ile denizin temizlenmesi için çalışma başlatıldı.

Marmara Denizinde yaşanan deniz salyası olayı 90’lı yıllarda Sapanca Gölü’nde yoğun bir şekilde kirlilik yaşanmış, suyun yüzeyini beyaz bir tabaka kaplamış, aylar süren çalışmalarla Sapanca Gölü’ndeki kirlilik sonrası oluşan alg patlamasında su yüzeyi beyaz tabaka tehlikesi kısmen giderilse de gölün normale dönmesi yıllar almıştı. Sapanca Gölü’nün yaşadığı bu tehlike de yerel ve ulusal TV haber bültenlerine konusu olmuştu.

90’lı yıllarda yaşanan bu olay karşısında alg patlaması, Marmara Denizi’nde yaşanan deniz salyası olayı ile aklıma geldi. Yani sapanca gölünde sorunu 30 yıl boyunca yaşamadık ama yıllar sonra tekrar yaşamamak adına Sapanca Gölü’ne evsel atık ya da kanalizasyon atıkları sahil boyunca gölün dört biryanı denetlensin. Kocaeli sınırları içinde olan kısmı aynı şekilde denetlenmesi gerekli.

Yani Sapanca Gölü’nde, evsel atık sular, bilinçsiz tarım sulaması, kimyasal atıklar ve göl suyunun sanayide de kullanımı varsa önlenmelidir. 90’lı yıllarda gölün kirlilikten dolayı verdiği reaksiyonu yani su üzerinde oluşan beyaz tabakayı unutmamalıyız, bu yönde önlemleri elden bırakmamalıyız.

Çevreye yönelik oluşan hassasiyet kapsamında dün Sapanca Gölü kıyısında Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan göl içi ve çevresi temizliğine Başkan Ekrem Yüce katıldı. Kendisi de çöp topladı ardından gazetecilere çevre konusunda açıklamalarda bulundu.

Büyükşehir’in bu gerçekleşen programında dalgıçlarla suyun derinliğindeki durumu başkan yüceye anlattılar. Birkaç kerevit görüldüğünü anlatan dalgıçlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’ye gölün derinliğinde mikro organizmaların çok canlı ve rengârenk olduğunu, görülen manzara karşında gölün kirli olmadığına dair işaret olduğuna vurgu yapıldı. Başkan Yüce de kerevitin gölün temiz olmasına katkısının olup olmadığına dair akademik araştırma yapılması talimatı verdi.

Kerevit Sapanca Gölünde yıllar önce çok bol şekilde bulunduğu ve yurt dışına ihraç edildiği mavi kerevitin oldukça rağbet görüldüğü biliniyor. Dere köy halkının gölden yakaladığı kerevitlerle geçimini sağaldıkları biliniyor. Ekrem başkanın bu kerevit adımı çok önemlidir, yanılmıyorsam kerevit gölün temiz kalmasında büyük katkısı olduğu diliniyor.

Bir milyon Sakaryalın içme su kaynağını gözümüz gibi korumalayız. Sapanca Gölü sadece Sakarya’nın Kocaeli’nin içmesuyu kaynağı ötesinde Türkiye’nin en önemli tatlı su gölündendir. Ülkenin dört bir yanından Sapanca Gölüne gelen burasının havasını teneffüs eden, görsel güzelliği yaşayan herkes için Sapanca Gölü doğası önemli. Sadece bu alan değil, her yerdeki doğayı, suyu koruyalım, kirletmeyelim. İnsanlık için doğa için susuz hayat kuruyan toprağa benzer kuru kuma dönmüş çöle benzer bunu hiç ama hiç unutmayalım.