Hüseyin Cumalı yazdı...

Sapanca’daki teleferikle ilgili 6 seri köşe yazısı yazdım. O kısımları kaçıranlar ‘buradan okuyabilir’ dedikten sonra CHP Sakarya İl Başkan Yardımcısı Süleyman Karayaka ilgili kısma direkt konuya giriyorum. Mevzu ne! Sapanca Belediye başkanımız Nihat Arda Şahin'i eleştirdiğim için Başkan Yardımcısı Karayaka beni kınadı…

*

Karayaka, “Son zamanlarda Sapanca Belediye başkanımız Nihat Arda Şahin'e kendini birilerini eleştirerek göstermeye çalışan gazeteciler tarafından yapılan itibar suikastını kınıyorum. Haksız eleştiri gazetecilik değildir. Belli ki halkın menfaatine olan anlaşmalar bu şahıs gibi kişileri rahatsız etmiştir. Ama bilinmelidir ki Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliği her zaman halkın menfaatini gözetmektedir. Başkanımız Nihat Arda Şahin ve kadrosu bu şahıslara aldırış etmeden Sapanca halkına hizmet etmeye devam edecektir. Saygılarımla” dedi…

*

Karayaka’nın beni kınayan yazısının ilk kısmına baktık. Dedik ki,  “kendini birilerini eleştirerek göstermeye çalışan” diyorsun ama benim reklama ihtiyacım yok. Bu kentte 40 yıllık gazeteciyim. Bana bir arkadaş sizin sosyal medyada yazdığınız kınamayı atmasa, sizden haberim zaten yok. Şimdi “Sen mi çok ben mi çok tanınıyoruz” yarışına girecek halimde yok. Ancak şunu hatırlatayım. Ama o kınama metnin de işi “kendini birilerini eleştirerek göstermeye çalışan” getirirsen, işte orada bir duracaksın. Mevzu bu kentte tanınmak mı! Gel benle biraz gez de senin de tanınırlığın artsın”

*

Bu yazım sonrasında sosyal medyada Karayaka’ya bir çok kişi destek verdi ve ‘biz Süleyman Karayaka’yı tanırız. Sen tanımasan ne olur” diye yazdı. Saygı duyarım. Elbette herkesin tanıyanı olabilir. Ancak beni sosyal medyada bu konuyla ilgili eleştirenler şunu unutmasın. İlk ateşi Karayaka yaktı. Bana, “kendini birilerini eleştirerek göstermeye çalışan” dedi. Bende 40 yıllık gazeteci olarak böyle bir derdim olmadığını anlattım. Lütfen eleştirirken, önce konunun nereden başladığına dikkat edin…

*

Ayrıca Süleyman Karayaka da bana sosyal medyasından cevap verdi. Karayaka, “Hüseyin Cumalı ben gazeteci ismi vermedim. ‘bazı gazeteciler’ dedim. Yaranız var ki gocunmuşsunuz. Tanınmaya gelince, sizin benim ismimi duyup duymamanız pekte önemli değil. Ben Cumhuriyet için mücadele eden biriyim. İsmimin duyulup duyulmaması sorun teşkil etmez benim için. Partim iktidar olsun yeter. Haaa şunu da ekleyeyim sayemde Sapanca'da isminiz tanındı” diye yazdı…

**

Ehhh CHP’li Karayaka böyle yazınca bana yine cevap hakkı doğdu. Sayın Karayaka her halde kendinizi çok ama çok akıllı, beni embesil falan zannediyorsun. Bana hitaben yazdığınız cevapta “Hüseyin Cumalı ben gazeteci ismi vermedim. ‘bazı gazeteciler’ dedim. Yaranız var ki gocunmuşsunuz” dediniz. Bu kentte benden başka teleferikle ilgili seri köşe yazan kim var. Her gün Başkan Şahin’i sevenler kime tepki gösteriyor!

*

Dolayısıyla sosyal medyanızda ilk yaptığınız eleştiriler ve kınamayı elbette bana yaptınız. Benden de cevabını aldınız, almaya da devam edeceksiniz. Sayın Karayaka, “Tanınmaya gelince, sizin benim ismimi duyup duymamanız pekte önemli değil. Ben Cumhuriyet için mücadele eden biriyim. İsmimin duyulup duyulmaması sorun teşkil etmez benim için” diyorsunuz…

*

Az önce yazdım, bir daha yazayım. Tanınmakla ilgili ilk ateşi sen yaktın. Bana, “kendini birilerini eleştirerek göstermeye çalışan” dedin. Bende 40 yıllık gazeteci olarak böyle bir derdim olmadığını anlattım. Dolayısıyla bırak bu “ben seni mi kast ettim” masalını da beni eleştireceksen eleştir. Beni eleştirmende sıkıntı yok. Ne yazacaksan yaz…

*

Ama topu taca atma, gerek yok. Karayaka birde, “Haaa şunu da ekleyeyim sayemde Sapanca'da isminiz tanındı” diye yazdı. Teşekkür ederim sayın Süleyman Karayaka, gerçekten adım Sapanca’da senin sayende tanındı. Sen olmasan ben ne yapardım. Beni Sapanca’da kim tanırdı! Basit bir gazeteci olan beni sen olmasan Sapanca’da kim adam yerine koyardı! Senin gibi ulu, yüce, bilgili, kültürlü, siyaset adamı olmasa ben ne yapardım, dimi !

*

Şimdi Süleyman Karayaka’nın beni kınadığı kısma gelelim.  Karayaka, “Son zamanlarda Sapanca belediye başkanımız Nihat Arda Şahin'e kendini birilerini eleştirerek göstermeye çalışan gazeteciler tarafından  yapılan itibar suikastını kınıyorum” dedi. Şimdi Nihat Arda Şahin ile Süleyman Karayaka’ya aynı anda soruyorum. Ben ne yaptım da Başkan Şahin’e itibar suikastı yaptım! Hangi iftirayı attım! Hangi yalanı uydurdum! 

*

Bugüne kadar yazdıklarım ortada duruyor. Ayrıca şu kısma hep dikkat çekiyorum. Her yazdığım köşenin tarihini verdim. Bu tarihlerde yapılan basın açıklamalarını, gazete manşetlerini, fotoğrafları, belgeleri birebir yayınladım. Tek bir yalan dahi yazmadım. Eğer benim iftira, yalan, itibar suikastı yaptığımı iddia eden var ise benim gibi belgelerle, o günlerde yayınlanan gazete manşetleriyle, resmi basın açıklamaları, fotoğraf ve videolarla karşıma gelsin…

*

Hadi hodri meydan, var mısınız! Bana itibar suikastı yaptığı diyen CHP Sakarya İl Başkan Yardımcısı Süleyman Karayaka çıksana karşıma ve yazdıklarımı bana yedir. Nerede ve nasıl itibar suikastı yaptım!. Bu işler öyle sallamakla olmuyor. Dönemin Başkanı Doç. Dr. Aydın Yılmazer’in ilk teleferik müjdesinin haberinden tutun, dönemin Başkanı Özcan Özen dönemi, ilk eylemden tutun, polisin biber gazına, mahkeme süreçlerine kadar bütün gelişmeleri anbean biliyorum…

*

Sakın kibir yaptığımı zannetmeyin ama bana, özellikle de bana “itibar suikastı yapıyorsun” derken iyi düşüneceksin. Çok düşüneceksin. Bana, “Haksız eleştiri gazetecilik değildir. Belli ki halkın menfaatine olan anlaşmalar bu şahıs gibi kişileri rahatsız etmiştir” diye yazarken, iyi düşüneceksin. Çok ama çok düşüneceksin. Ben zaten Sapanca halkının, o yaşlı nine ve dedelerin yerlerde sürüklendiği, biber gazlarıyla bayıldığı, genç neslin feryatlarını, soğuklarda yakılan ateşlerde ata topraklarını bekleyen mağdur halkın, o zulüm ve eziyetin mücadelesini yapıyorum…

*

Öyle “olan oldu, biten bitti. Ne yapalım teleferikte çalışıyor. Başkan Şahin’de 3 kreş, 1 silindir aldı. Bizde yüzde 50 indirimle teleferiğe bineceğiz” ile bu işler olmuyor. O acılar, kırılan onur ve gururlar telafi edilmiyor. Çok halkın yanındasın ya Süleyman Karayaka, bana da “Belli ki halkın menfaatine olan anlaşmalar bu şahıs gibi kişileri rahatsız etmiştir”  diyorsun ya, keşke sen benim kadar halkın, vatandaşın menfaatini savunsan. Keşke benim yıllarca vatandaş için yaptığım mücadele gibi Kırkpınar halkını savunsan…

*

Diyorlar ki bana, “Cumalı olan oldu, biten bitti. Teleferik sökülmeyeceğine göre bırak artık yazmayı, eleştirme Nihat Arda Şahin’i” diyorlar. Bende biliyorum ki bu saatten o teleferik sökülmez. Zaten benim teleferik “sökülsün, çalışmasın” diye bir derdim yok. Ben zamanın da çok yazdım, haber yaptım, televizyonlarda konuştum. Ben tıpkı halk gibi düşünüyorum. Teleferik yapılsın ama deprem toplanma alanına yapılmasın.  Haaaaaaa kaç gündür niye yazıyorum!

*

Yazarım tabi, Kırkpınar’da aylarca insanların onuru ve gururu nasıl ayaklar altına alındığını gören bir gazeteci olarak, ata topraklarını savunan yaşlıların yerlerde süründüğüne gören bir insan olarak, kim olursa olsun, mağdur insanlara yapılan zulüm ve eziyete karşı olan birey olarak, bu kentin sokaklarında yetişen bir Sakaryalı olarak yazarım. Deprem zamanını “Unutmadık. Unutturmayacağız” diyorduk ya, işte onun gibi bir şey bu…

*

Bugünlük yazıyı toparlarken Başkan Şahin’e seslenmek istiyorum. CHP Sapanca Belediyesi Meclis Üyesi iken bizzat ata topraklarını savunan ve mağdur halkın yanında ‘dimdik’ duran günümüzün CHP’li Sapanca Belediye Başkanı Nihat Arda Şahin, yarın teleferik bölgesine gitsin. Zamanın da beraber eylem yaptığı o güzel insanlar buluşsun…

*

Sayın Nihat Arda Şahin çıksın, “Eyyy kamuoyu; biz 2019’dan itibaren hep teleferiğin yerini beğenmedik ama teleferiğe karşı olmadık. Biz bunun mücadelesini verdik. Çok kırıldık, onur ve gururumuz zedelendi ama olan oldu. Bugün, ata toprakları için yıllarca eylem yaptığımız büyüklerimiz ve kardeşlerimizle konuştuk. 3 kreş, 1 silindir, ilçe halkına yüzde 50 teleferiğe binme hakkını aldık. Konu kapanmıştır” desin…

*

Ben de bu şom ağzımı kapatayım. 

*

Devam edecek…

*

Not:
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mimar Ömer Susran Hunca ile Sapanca Belediye Meclis üyesi İnşaat Mühendisi Emre Emil birkaç soru sordu. Onlara birlikte bir bakalım…