Asgari ücret 4 bin 253 TL olarak açıklandı. Çalışan kesim sevinemeden, bayram havası yaşayamadan piyasalarda zam üstüne zam geldi.

Yıl içinde başlayan yaşanan ekonomik dalgalanma en çokta gözlerin çevrildiği odak noktası çalışan kesimin 20 gündür hükümet temsilcileri ile sendikalar arasında asgari ücret pazarlığı görüşmelerini yakından takip etmelerine neden oluyordu. Uzun pazarlık maratonun ardından asgari ücret 4 bin 253 TL olarak açıklanarak görüşme pazarlığı sona ermiş oldu.

Asgari ücretin açıklamasının ardından adeta iğneden ipliğe her şeye kademe kademe zam geldi, zam fırsatçılığı mı yapıldı yoksa dolar avro arttı bahanesi yapılarak mı? Bu zamlar ürünlere artı 30 adet yumurta 40 TL olmuş. Bundan birkaç ay önce yumurta sektörüne giren sanatçı Coşkun Sabah kışın yumurtanın tanesinin 2 TL 50 kuruşa çıkacağını iddia etmişti. Bu açıklama o zaman pek ciddiye alınmamıştı. Aradan geçen zamana bakarak gerçekleri yaşıyoruz.

Ben ekonomi uzmanı falan değilim ama benim düşündüğüm ekonomik denge fiyat istikrarı dengeli maliyetine göre artış para politikasıdır. Eğer iç piyasada dengeli üretim sürmüş olsaydı ithalata gereksinim duyulmadan kendi ürettiğini tüketmek, kendi milli paranın da değerinin artırmasını sağlar.

Konuyu şuraya getirmek istiyorum, ekonomik denge fiyat dengesinin altyapısı sağlam zeminde olsaydı şimdi asgari ücret 2 bin 200 TL den 3 bin 400 TL çıkar ekmeği 2 TL 50 kuruştan alır, 30’lu yumurta 25 TL, en fazla 28 TL olurdu.

Bakın ben hafta sonu İstanbul’daydım. Orada bir kilo peyniri 33 TL 90 kuruştan aldım. Bu aldığım markalı peyniri ben bir hafta önce Adapazarı’nda ucuz marketler zinciri olarak tanımlanan yerde 800 gramı aynı marka peyniri 43 TL’den aldım. Bu durum nasıl kontrol edilir, nasıl fiyatlar takip edilir. Şu durumda yüzlerce müfettiş olsa yetişemez. Ticaret dürüstçe yapılır, vicdanen yapılır yoksa denetlemeyle falan olmaz. Bu şartlarda yeni asgari ücret, fahiş zam artışları karşısında yetersiz kalacağa benziyor.

Peki, emeklilerin aldığı aylıklar, bu zamlar karşısında kuşa döndü. Ne gıdaya, ne kiraya, ne faturaları ödemeye yetiyor. Emekli aylıkları ne kadar artarsa artsın her şeye iğden ipliğe zam gelmeye devam ederse bu zamlar yeni yıl 2022’de artarak devam ederse çalışana ve emekliye yapılan ücret artışın asgari ücretle aynı olsa bile anlamı kalmaz. Yeniden başa döneriz, yeniden hayat pahalılığı sıkıntısı ile karşı karşıya kalırız.

Dün dolmuşçular belediye önünde bağırıyor. Bizde herkes gibi yağı gıdayı pahalıya alıyoruz, bizimde sesimizi duyun diye. Yani ulaşım şuan 3 TL 30 kuruş, mazot artıkça benzin artıkça toplu taşımada yeni zam yapılırsa 4 veya 5 TL dayanırsa bunun peşinden ekmek fiyatı artarsa her şeyin dengesi bozulur.

Her şeye zam yapmak kurtuluş değil. Her şeye zam yapmak çözüm değil. Sabır ve sükûnet ile dayanışma içinde yaşanan bu süreci elbette atlatacağız. Kendi TL’mize güveneceğiz.

En iyi yatırım altın olabilir ama tasarruf için dolar ve avroya hiç kimse yönelmemeli, TL verip yabancı para almamalıyız.