Hüseyin Cumalı yazdı...

diken-7

Kızım ameliyat oldu…
Onun için bir iki gün yazamadık…
Şimdi devam edelim…
Bu seriyle ilgili 2 köşe yazısı yazdık…
Bu 3. köşe yazısı…
Peki mevzu ne!
Gazeteci Engin Arapoğlu…
Arapoğlu’na gelecem…
O az sırasını beklesin…
Ona iki F16 ile dalacam…
Bu arada “Mustafa” çok istiyorsan soyadını yazarım…
Bence çok ısrarcı olma…
Sen en iyisi Mustafa siperden kafanı kaldırma !!!!
Hem Mustafa…
Adapazarı’nda hayat var. Sen hayatın dadına bak…

*

Dedik yaaa…
Engin Arapoğlu beklesin…
Ondan önce şu TSYD işine bakalım…
Bir Cumalı klasiği…
Önce bir hatırlatma yapalım…
TSYD…
Yani…
Türkiye Spor Yazarları Derneği…
Gazetecisiniz…
Sakaryaspor maçlarında sahaya gireceksiniz!
Sezon başlamadan önce TSYD’ye evrak gönderiyorsunuz…
Size bir kart çıkartıyorlar…
TSYD Sakarya İl Temsilciliği’ne dilekçe veriyorsunuz…
Bu kartla birlikte her hafta akredite oluyorsunuz…
Her hafta sistem böyle işliyor…

*

Şimdi…
TSYD Sakarya İl Temsilcisi kim!
Gazeteci Zeki Aydıntepe…
Hangi basın kuruluşunun başında!
Yeni Sakarya Gazetesi’nin başında…
Peki Süleyman Doğru kim!
Yeni Sakarya Gazetesi’nde çalışıyor…
TSYD Sakarya İl Temsilciliği’nde görevi ne!
Soruyorum…
Son aylarda rüzgar gibi esen arkadaşın TSYD’de görevi ne!

*

Başkan Yardımcısı mı!
Yönetici mi!
İdareci mi!
Nedir görevi!
Doğru Süleyman’ın görevi ne!
TSYD Sakarya İl Temsilciliği’nde bu arkadaşın görevi ne!
Sıfatı ne!
Soruyorum…
Söyleyin…
Anlatın bizde bilelim…
Biz cahiliz…
Bizi aydınlatın…

*

TSYD ile Süleyman Doğru’nun alakası ne!
Biz anlatalım…
TSYD Sakarya İl Temsilcisi Zeki Aydıntepe kendine göre sistem kurmuş…
Bu sistemde eskiden Yeni Sakarya Gazetesi’nin Reklam Müdürü Temel Yürek vardı…
Sakaryaspor maçına mı gideceksin! 
Maç için akredite mi olacaksın!
Yolun Temel Yürek’ten geçerdi…
Sağ olsun Yürekli Temel…
Her maç birileriyle kavga ederdi…
Kavgasız maç yok…
Yıllar böyle geçti…

*

Merak edenler olur…
Temel Yürek ile ben hiç kavga etmedim…
Gün geldi…
Zeki Aydıntepe ile Temel Yürek’in yolları ayrıldı…
Şimdi ikisi de birbirini sevmiyor…
Temel Yürek gidince Zeki Aydıntepe görevi bu kez Süleyman Doğru’ya verdi…
İlk başlarda Süleyman Doğru iyiydi…
Kibar çocuk…
Efendi…
Mütevazi…

*

Ama gücü eline alan değişiyor…
Yalan mı!
Şöyle çevrenize bakın…
Hatta ülke geneline bakın…
Gücü kim ele geçirirse kendini kral zannediyor…
Bu Süleyman Doğru da gücü eline geçirdiğini zannetti…
Başladı basın mensuplarına hava basmaya…
Başladı basın mensuplarına rüzgar yapmaya…
En son rüzgarı bana yaptı…

*

Sezonun ilk maçı olan Göztepe maçı öncesinde kendisini aradım…
Bir kelime…
İki kelime…
Ardından “İşim çok, hadi babay” diyerek yüzümüze telefon kapattı…
Ağzımız açık kaldı…
Kendini Sakaryaspor stadının en doğrusu zanneden Süleyman Doğru…
Bak kardeşim…
Bak canım kardeşim…
Bak güzel kardeşim…
Bak bebem…

*

Beni maçlarda sahaya giren…
Rahmi Çapa…
Suat Beyenal…
Ömer Sarıca…
Utku Kaynar…
Abdullah Can…
İsmail Erken…
Turgay Özbalkan…
Necdet Dursun…
Ramazan Gülçicek…
Erhan Kaytanbay…
Aziz Güvener…
Fatih Bulsun…
Ömer Faruk Cebeci…
Senin anlayacağın…
Beni bunların alayınla karıştırma…

*

Bu arkadaşlar senin rüzgarını yer…
Ben yemem…
Benim hayatım mücadele ile geçti…
Ne haberlere imza attık…
Ne olaylara girdik…
Dolayısıyla senin rüzgarını kim yer, bilmem…
Ben yemem ama…
Senin o triplerini kim yer, bilmem…
Ben yemem ama…
Bana eski Süleyman Doğru gibi gel, canımı ye…
Ama bana “TSYD benim elimde” rüzgarıyla gelirsen, külahları değişiriz…

*

Bak canım kardeşim… 
Madde 1…
Öncelikle meslek büyüklerine saygılı olmayı öğren…
Madde 2…
Zeki Aydentepe belli ki seni TSYD’nin çakma müdürü yapmış. Sende havaya girmişsin. Sende basın mensuplarına atar yapıyorsun. Senin yapacağın atar, bana renk katar…
Madde 3…
Senin TSYD Sakarya İl Temsilciliği’nde resmi sıfatın var mı! Var ise o belgeyi bana gönder. Bende yayınlayım…
Madde 4….
Çilekeş basın mensupları senin gibi bebelerin rüzgarını yemek için değil, ekmek parası için Sakarya Atatürk Stadyumu’na geliyor…
Madde 5…
Basın mensuplarını itfaiye kapısından değil, adam gibi basın kapısından alacaksınız…
Madde 6…
Hiçbir basın mensubunu sen değil, kralı olsa TSYD adı altında ezemez…
Madde 7…
Özellikle madde 1’deki “Öncelikle meslek büyüklerine saygılı olmayı öğren” kısmına iyi çalış…

*

Gel şimdi Zeki Aydıntepe’ye…
Bak Zeki abi…
Baba dostumsun…
Evet, kucağında büyüdüm…
Çocuk iken çok şekerini yaladık…
Yıllar geçti…
Sen artık belli bir yaşa geldin…
Seni kırmak…
Seni üzmek…
Sana sert söylemlerde bulunmak istemiyorum…

*

Ama…
Görev verdiğin bu bebeler bize böyle davranmaya devam ederse…
Bunu bir tehdit olarak değil…
Bir kardeşin olarak söylüyorum…
Kırıcı olabilirim…
Sakarya Gazeteciler Birliği’nden bir gece operasyonuyla nasıl alındığından başlarım…
O Sakarya Gazeteciler Birliği’nin yönetiminden çıkarım…

*

Gözüm ne Başkan Müjdat Çetin’i…
Ne başkan yardımcısı Yücel Velioğlu’nu…
Ne Başkan yardımcısı, Engin Arapoğlu’nu…
Ne genel sekreter Ekrem Ürdüç’ü…
Ne sayman; Ahmet Kaya’yı…
Ne üyeler Betül Balcı’yı, Salih Yalçıntaş, İbrahim Çorbacı ve Mehmet Karakaş’ı görür…

*

Yok öyle dünya…
Azdan az…
Çoktan çok…
Dünkü bebelere görev veriyorsunuz…
1984 yılından bu yana bu kentte girmediğimiz olay kalmayan bizlere rüzgar yapmaya kalkıyorlar…
Bırak beni, bizden büyük Suat Beyenal’lara bile rüzgar yapıyorlar…
Hale bak…
Dünkü bebeler racon kesecek…
Kimsiniz siz bu kentte!
Kimsiniz!


*

Birde basın meslek kuruluşları başkanları var…
Sürekli “Biz basının başıyız” edasıyla gezen başkanlar…
Nerede toplantı var…
Zeki Aydıntepe, Sezai Matur, Mustafa Gümüşel, Müjdat Çetin “Aman makamın yanına ben oturayım” diye yarışan başkanlar…
Bunlar yetmiyor yaaa…
Birde BİK Sakarya İl Müdürü İbrahim Çorbacı var…
Alayı yer kapmaca oynuyor…

*

Buradan yazıyorum…
Kendinize bir çeki düzen verin…
Özellikle de sen Zeki Aydıntepe…
O bebene söyle…
Biz TSYD adı altında zulüm görmeye değil, ekmek parası için maçlara geliyoruz… 
Bizim ekmeğimizle oynayan, oynatana, oynamak isteyene, zerre saygı duymam…
Net… 

*

Devam Edecek…