Hüseyin Cumalı yazdı...

diken-7

Dün başladık…
Merak edenler dünkü köşe yazıma bakabilir…
Mevzu ne!
Gazeteci Engin Arapoğlu…
Malum…
Arapoğlu; gazeteci…
Aynı zamanda köşe yazarı…
Olaylara…
Konulara…
Siyasete…
Şehre…
Kısacası yaşananlara…
Kendine bakış açısıyla bakıyor…
Evalla…
Saygı duyarım…

*

Ancak aynı şehirde yaşayınca…
Aynı olaylara bizde bakınca…
Fikir ayrılığı oluyor…
Bu normal mi!
Bence normal…
Zaten olmaması anormal…
Dimi!
Benim penceremin manzarası başka…
Arapoğlu’nun penceresinin manzarası başka…
Herkes olaylara kendi penceresinden bakıp, fikrini kaleme alıyor…
Buraya kadar bence sıkıntı yok…
Peki sıkıntı nerede başlıyor!
Anlatalım…

*

Engin Arapoğlu dün köşe yazmış…
Köşe yazısında, “Bence şu anda Sakarya’nın en başarılı iki belediye başkanı Bilal Soykan ve İshak Sarı’dır. Son derece yararlı ve önemli işler yapmışlardır bu güne kadar” diyor…
Şimdi burada bir duralım!
Ne diyor bu arkadaş!
Sakarya’nın en başarılı iki belediye başkanı “Bilal Soykan ile İshak Sarı’dır” diyor…
Diyebilir mi!
Elbette diyebilir…
Bu Engin Arapoğlu’nun görüşüdür…

*
Ancak bu görüş Engin Arapoğlu’nun kendi görüşü olsa bile eleştirilemez anlamına gelmiyor…
Öyle değil mi! 
Gazeteci Engin Arapoğlu yıllardır herkesin fikrini eleştiriyor…
Bazen eleştirisel haber yapıyor…
Televizyonda eleştiri hakkını kullanıyor…
Zaten her 10 dakika da bir Twitter’den paylaşım yapıyor...
 Dolayısıyla böyle bir gazeteci yazdığı bir köşe yazısından veya haberinden eleştirilebilinir…
İşte bende bunu yapıyorum…

*

Bu kadar izah yeter…
Şimdi gelelim Engin Arapoğlu’nun güzellemelerine…
Demek en başarılı iki başkan İshak Sarı ile Bilal Soykan…
Hani benim son aylarda köşeme konuk ettiğim Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı…
Karasu Belediyesi’ne ait cafede parayı alıp millete fiş vermeyen İshak Sarı…
Hani Karasu cadde ve sokaklarına park eden sürücülere “Mali değeri yoktur” diye fiş verdiren İshak Sarı…

*

Hani her gün “Sinekten bıktık. Bunları yazacak bir gazeteci yok mu” diye ilçe halkı ile tatilcileri isyan ettiren İshak Sarı…
Hani Karasu Sahilindeki TIR Parkına giren çıkan ağır tonajlı araçlara fiş vermek yerine kamerayla saydıran İshak Sarı…
Hani geçen gün tam da hasat zamanı traktörünü bağlattığı çiftçiyi sosyal medyada isyan ettiren İshak Sarı…
Sayayım mı daha!
Çocuk Parkı’nın aydınlatmaları yanmayan sahilde aileleri isyan ettiren İshak Sarı…
Yeterli mi!
Bence yeter…
Hem saymanında esprisi yok ki…
Nasıl olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karizmasıyla önümüzdeki dönem İshak Sarı yine başkan seçilecek!!!
Dimi!

*

Şimdi Engin Arapoğlu’na gelelim…
Demek İshak başkanı çok başarılı buluyorsun…
Kıstas ne!
3 yılı geçen zaman içinde sahile yaptığı bir cadde mi!
Bu mu!
Soruyorum!
Engin Arapoğlu sana soruyorum…
Neye göre başarılı!
Yoksa bana inat olsun diye mi başarılı yazıyorsun!
Bana inat İshak başkanına destek mi veriyorsun!
Devam et…
Durmak yok yola devam…
Git Karasu’da bir de tatil yap…
İyice incele yapılan işleri…
Hadi canım…

*

Gel Akyazı Belediyesi’ne…
Bilal Soykan çok ama çok başarılı…
Tamam…
Son aylarda çalışıyor…
Kabul ettik…
Peki o kaçak iddiası ne olacak!
Başkan çalışıyor ama kaçak iddiası ne olacak!
Yasa…
Kanun..
Adalet…
Hukuk var…
Bunlar ne olacak!
Daha geçen yazdım…
Akyazı Acelle Yaylası’nda 4 villa vardı…
Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım imzalı ‘Gereğini yapın’ yazısı gitti…
3’ü yıkıldı…
Ama biri yıkılmadı…

*

O yıkılmayan villanın şimdi üzerinde “Akyazı Belediyesi”nin tabelası var…
Günlerce sorduk…
Bu bina kaçak mı, değil mi!
Kaçak ise niye yıkılmadı!
Değil ise hangi yasa kapsamında bu villaya ruhsat verildi!
Yaylada betonarme binaya ne zamandır izin veriliyor!
Sorduk bunları…
Yakın zamanda sorduk…
Hepsini sorduk…
“Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti” dedik…
“Yasalar net” dedik…
“Suç olduğu yerde kamu yararı olmaz” dedik…

*

Sayayım mı daha!
“Vatandaşa gelince yıkan devlet, AK Partili Belediyeye gelince niye villayı yıkamıyor mu” dedik…
“Vali ‘Gereğini yapın’ dediği binada Acelle Yaylası Şenlikleri olmaz” dedik…
“Vali Kaldırım’ın resmi kayıtlarda ‘yıkın’ dediği binaya 2 yıl sonra aynı valiyi misafir etmek devlet ahlakından uzak” dedik…
Yahu neler dedik…
Ama Başkan Bilal Soykan duymadı…
Bize cevap veremedi…
Üstüne üstlük birde izine çıktı…

*

Şimdi sana soruyorum Engin Arapoğlu…
Bu iki belediye başkanı yakın zamanda bunları yaptı…
Sen çıkıyorsun…
Bu kentte 17 belediye başkanı var…
Bu 17 belediye başkanından en iyileri…
“Bilal Soykan ile İshak Sarı” diyorsun…
Bunun 3 anlamı var…
Engin Arapoğlu ya sen Raif Ugan’a benzemeye başladın…
Aynen…
Usta olarak Raif Ugan’ı seçtin…
Sende Raif Ugan gibi şak şak’a başladın…

*

Ya bizim bilmediğimiz bir şeyler dönüyor…
Ya da ben bu iki başkanı eleştirdim diye bu iki başkan üzerinden bana mesaj veriyorsun…
Hangi şık olursa olsun…
Değişmez…
Benim ne senden ne kıçımdan korkum yok…
Ne biliyorsan onu yaz…
Yazmazsan kalbimi kırarsın…
Bilmiyorum…
Belki yazarsın…
Belki yazmazsın…
Ama dün oğlumla ilgili sen uğraşma diye köşe yazdım…

*

Ancak şu da bir gerçek…
Oğlumu kaleme alıyorsam, sonrasında neler kaleme alacağımı Allah bilir…
Öyle….
Her zaman diyorum…
Herkes bildiğini yazsın…
Kim ne biliyorsa kaleme alsın…
Ancak…
Ben belediye başkanı…
İş insanı…
Siyasetçi…
Esnaf…
Tüccar…
Memur…
İşçi…
Ev hanımı…
Bürokrat değilim…
Angajman kuralları geçerli…
Vura vur…

*

Bu arada müttefiklerinden de yardım alabilirsin…
Mustafa sana malzeme versin…
Safa destek versin…
Şimdi aklıma geldi…
Yeni Sakarya Gazetesi’nde Süleyman Doğru var…
O da racon kesmeye başlamış…
Onu da yanına al…
Aklıma geldiği iyi oldu…
Doğru Süleyman da rüzgara kapılmış…
TSYD üzerinden basına racon kesiyor…

*

Pardon…
Bu kentte TSYD Temsilcisi kim!
Zeki Aydıntepe değil mi!
Peki Süleyman Doğru kim!
Kim kardeşim!
Kim!
Türkiye Spor Yazarları Derneği’ndeki resmi sıfatı ne!
Geçen maç bana racon kesiyor…
Bana neyin havasını yapacak!
Bana neyin rüzgarını yapacak! 
Benim hayatım mücadele ile geçti…
Yaşım 56…
1984 yılında bu yana aktif gazetecilik yapıyorum…
Öyle masa başında Müjdat Çetin gibi geyik yapmıyorum…

*

Hal böyle iken…
Dünkü bebe çıkmış…
Bana rüzgar yapıyor…
Bakacaz o rüzgara…
TSYD’ye de birkaç sorumuz olacak…
TSYD olarak siz Anadolu’daki biz emekçilerin yanında mısınız, yoksa değil misiniz!
TSYD olarak dünkü bebelere bizi rezil mi edeceksiniz, yoksa basın mensuplarına hak ettiği değeri mi vereceksiniz!
Acele etmeyin…
Hepsine bakacağız !

*

Devam Edecek…