Hüseyin Cumalı yazdı...

Kim bekliyordu bilemem ama şahsen beklediğim toplantıyı Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar bugün Sakarya medyasıyla yaptı. Seçimden 71 gün, göreve başladığından 62 gün sonra Başkan Alemdar sabah saatlerinde basınla buluştu. Hayli samimi bir ortamda geçen basın buluşmasında önce başkan anlattı, sonra biz sorduk…

*

Basın toplantısında Başkan ne dedi, basın mensupları ne sordu ve başkan bu sorulara ne cevap verdi! Bu kısımlara bakacağım ama önce dikkatimi çeken bir iki noktayı sizlerle paylaşayım. Birincisi Başkan Alemdar basın mensupları karşısında gerek açıklamalarını, gerekse soruları cevaplarken hep ayakta durdu. Ama bazı basın mensupları başkanın bu nezaketine rağmen oturduğu yerden soru sordu…

*

Bu çok mu önemli! Oturduğu yerden soru soran için zaten önemli değil ama Büyükşehir belediye Başkanı sizin karşınızda ayakta konuşuyor ve soruları yanıtlıyorsa, aynı nezaketi sizinde göstermeniz gerekir. Bugünkü toplantıda bir de Başkan Alemdar’ın arkasındaki panoda “2 ayda 2 söz!” yazısı dikkatimi çekti. Göreve gelir gelmez indirimli su ve indirimli ulaşım sözünü tutan Alemdar’ın ekibi “2 ayda 2 söz” vurgusunu iyi düşünmüş. Şimdi gelelim basın toplantısında öne çıkan konuşma ve sorulara…

*

“Toplantı da neler konuşuldu, neler soruldu kısmını bütün medya kuruluşlarından okuyabilirsiniz” dedikten sonra biz önemli kısımlara bakalım. Hatırlayın. Geçen Mayıs ayının sonlarına doğru AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz önderliğinde Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, TBMM KEFEK Başkanı Çiğdem Erdoğan, AK Parti Milletvekilleri Lütfi Bayraktar, Ali İnci, Murat Kaya, Ertuğrul Kocacık ve AK Parti İl Başkanı Yunus Tever ile birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'yi ziyaret etti…

*

İşte bu ziyarettin yansımalarından bir kısmını Başkan Alemdar bugün basınla paylaştı. 
“Hatırlarsınız Türkiye’de Ankara’nın dışında ilk defa bakanlar kurulu toplantısı Sakarya’da yapılmıştı” diyen Alemdar, “Sakarya’da yapılan toplantının 2. gündem maddesi Sapanca Gölü’nün korumasıydı. Dolayısıyla Sapanca Gölü’nün bizim için ne kadar önemli olduğunu her fırsatta özen göstermeye gayret ediyoruz” dedi.

*

Alemdar, “Sapanca Gölümüzün korunabilmesi için olması gerekenler var. İlk olarak kullanma koruma dengesi, yani tamamen gölü etrafını çevirip insanların faydalanabildiği, hem kullansın hem korusun dengesinden bahsediyorum. Bunu yaparken de yapı stoku eğer ruhsat almışsa ruhsatlandırmışsa bununla ilgili hukuki süreç başlayacak” diye konuştu…

*

Alemdar, “Ben seçim arifesinde de ifade ettim. Hukuksuz, kanunsuz, kaçak birilerinin yapabildiği hiçbir şeye müsaade etmeyeceğimizi söyledim. Bunu kapalı kapılar ardında söylemedim, Sapanca’da söyledim. Eğer birileri yanlış işler yapıyorsa buna müsaade etmeyeceğiz. Dolayısıyla Sapanca Gölü’nün etrafındaki yapılarda ruhsatsız, kaçak ne varsa hepsini ortadan kaldırıp yürüyüş yolu yapacağız” dedi.

*

Alemdar, “Bunu Şehircilik İl Müdürlüğü, Turizm Müdürlüğü, ilçe belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi yapacak. Hep birlikte yapacağız. Sapanca Gölü çevresinde kim ruhsat vermişse neye göre vermiş! Ruhsat vermemişse ve ruhsatsızsa neden halen duruyor! Bunların hepsini bir arada hukuki altyapısı hazırlanıp devam edecek” dedi.

*

Şimdi burada bir duralım. Başkan Alemdar özetle ne diyor! Sapanca Gölü çevresinde ruhsatlı binalar dahil genel bir tarama yapacağız. Göl çevresindeki binalar ruhsatlı ise kime göre, neye göre, hangi yasa ve mevzuata göre ruhsat almış! Bu binalara kim ruhsat vermiş! Bütün bu ruhsatlı binalar hakkında hukuki bir süreç başlayacak. Hukuk ne derse onu yapacağız. Ancak ruhsatsız ve kaçak var ise onlar zaten ortadan kaldırılacak. Başkan Alemdar aynen böyle diyor. 


*

Peki bu söyledikleri mümkün mü! Öncelikle şunun altını bir kez daha çizmekte fayda var. Başkan Alemdar “Ruhsatlı veya ruhsatsız değişmez” demiyor. Ruhsatlı olan binalar ‘kime göre, neye göre, hangi yasa ve mevzuata göre ruhsat almış. Bunların hukuki altyapısına bakacağız’ diyor ve ekliyor "ama ruhsatsız binalar veya başka yapılar var ise ortadan kaldıracağız” 

*

Şimdi size Bakan Özhaseki’nin yaklaşık 20 gün önceki açıklamasını hatırlatmak istiyorum. 18 Mayıs 2024’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki CNN Türk ekranlarında “Sahilde kıyı bandı kuralı 50 metredir. Bu kurala uyulmadığını görüyoruz. Biz bu yaz 'Denizler Halkındır' sloganıyla bir hareket başlatıyoruz” dedi…

*

Bakan Özhaseki, “Ülkemizin dört bir köşesi denizlerle kaplı vaziyette. Denize girme bakımından en güzel imkanlara sahibiyiz. Mavi bayraklı plaj sayısında dünya üçüncüsüyüz. 555 tane mavi bayraklı plajımız var. İspanya ve Yunanistan bizden fazla plaja sahip yerler. Oralarda da plajları ikiye bölmüşler yoksa bizim daha fazla plajımız var” dedi.

Özhaseki, “Hatay'dan başlayarak Artvin'e kadar sahil şeridinde bir tarama yaptırıyorum. Ne kadar kaçaklık varsa, işgal varsa, vatandaşın denize erişimini engelleyecek varsa temizliğe başlıyoruz. Orada halkın denize rahat ulaşımını engelleyen ne varsa yok edeceğiz. Orada bir birim kurarak halka açık hale getireceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı da halk plajları açılıyor. Ne kadar talep geldiyse tamamını imzaladım” dedi.

 Bakan Özhaseki, “Kendi Çevre Ajansı bünyemizde bir kuruluşumuz var. Plajları kendimiz işleteceğiz. İnsanlar ne istiyorlarsa yesinler içsinler rahat etsinler. Belediyelerle büyük bir sıkıntımız yok. Onlar plajları halk plajı olarak işletiyorlar” diye konuştu…

*

Bugünlük köşe yazımıza son noktayı koyarken Bakan Mehmet Özhaseki’nin de dediği gibi “Denizler Halkındır” ama “Göllerde Halkındır” hatta “Dereler, Nehirler, Sahillerde Halkındır, hatta ve hatta “Kıyılar ve Kumsallar Halkındır” finalde “Sular Halkındır” diyorum…

*

Devam edecek…