Sözün bitiği yerdeyiz… Üniversite öğrencesine dehşeti şiddeti yaşatan sabıkalı birine toplu taşıma aracı teslim edilebilir mi? Can taşımasına izin verilebilir mi?

7 yıl önce Mersin'in Tarsus ilçesinde evine gitmek için bindiği minibüste katledilen Özge Can hayatını kaybettiğinde 19 yaşındaydı. Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1'inci sınıf öğrencisiydi. Onun acısını üzüntüsünü ülke olarak yaşıyoruz, unutamıyoruz. Bu olayın üzerinden 7 yıl geçti, benzeri olay Sakarya’da yaşandı. 7 yıl içinde aynı olayın yaşanmaması için tüm toplu taşıma araçlarında insanların can güvenliğini koruyacak nasıl bir tedbir alındı sorusunun cevabı acaba var mı?

Sakarya’yı ayağa kaldıran olay 28 Kasımı 29 Kasım’a bağlayan gecesi meydana geldi. İstanbul’da bir üniversitede psikoloji bölümünü okuyan 21 yaşında kız öğrenci, İstanbul’daki okulundan trenle Sakarya’daki ailesinin evine geldi. Gardan bir minibüse binerek Erenler ilçesine eski belediye binası önüne yaklaştığında diğer yolcular inmiş tek başına kalan öğrenciye şoför yaşını sormuş ardından kız karşı koydukça ellerini bağlamış ve taciz ile darp etmiş. Gece 2 saat süren bu kâbus sonunda kız şans eseri kurtulmayı başarmış. Ölümden kurtulmuş. Yaşadığı 2 saatlik insanlık dışı olayı hayatında unutması mümkün değil. Kızın ailesi kahroldu, ömründen ömrü gitti.

7 yıl önce Mersin’de, Sakarya’da da daha öncede otobüste taciz olayı olmuş şimdi bir minibüste şoförün şiddetine tacizine maruz kalan öğrenci var. Önlemler daha önce alınmış olsaydı bu yaşanan iğrenç olay olmazdı diye düşünüyorum.

Dünyada ülkemizde şehrimizde kadına yönelik şiddet öldürme ve cinsel saldırı olayları bitmek bilmiyor. Yasalarla verilen ağır cezalara rağmen önü alınamıyor. Daha etkin önleyici caydırıcı uygulamalar hayata geçirilmesi gecikmeden yapılmadır.

Sakarya’mızda yaşanan bu vahşice kan donduran olay sonrası toplu taşıma hizmetlerinde şoförlük yapan şahıslara gözler çevrildi. Sürücü koltuğuna oturacak kişiye yönelik Adli sicil raporu ve diğer evraklarına kadar alınarak toplu taşıma kullanma kartına kadar alıyor. Buna rağmen adli sicili olan kişiyi bir yıldır araçta çalıştırılması bir ihmaldir, bir görev eksikliğidir. Durak başkanı, aracın sahibine kadar nu konu soruşturulmalı. Bir kişinin işlediği suç tüm toplu taşıma işini yapan esnafın mal edilmemeli. Toplu taşıma hizmeti veren esnafların moralini bozdu, yaşanan bu olaya onlarda isyan ediyorlar.

Her gün binlerce kişiyi taşıyan, herkesin canını namusunu koruyacak olan esnaf toplu taşıma araçlarında güvenliğin artırılması için bu taksi olur bu taksi dolmuş olur mavi minibüs olur halk otobüs olur cam filimler sökülmeli kapıları otomatik kapama değil manuel kapı kapamalıya dönüştürülmeli. Araç içi anlık kamera ile izlenebilmeli. Araç içinde yolcunun kullanabileceği yerlerde acil panik butonu koyulmalı. Emniyete jandarma ve durak başkanlığı kontrol takip merkezine alarma düşmeli. Yolcunun emniyetten yardım isteyebilmeli. İlgili toplu taşıma takip merkezinden yardım çağrı imkânı sağlanmalı.

Nasıl ki otelde bir müşteri kaldığı zaman anlık olarak emniyet güçlerine kalan kişinin kimlik bilgileri iletişim bilgileri veriliyorsa toplu taşıma işinde taksi, minibüs, otobüs aracı süren şoförlerin anlık bilgileri verilme zorunluluğu takip zorunluluğu getirilmeli. Daha emniyetli metotlar yöntemlerde varsa bunlarda uygulamaya geçirilmeli.

Kadına yönelik yaşanan şiddete ve cinsel taciz olayları asla kabul edilmez, kabul etmeyiz. Toplu taşıma işinde çalışan esnaflar olsun şoförler odası minibüsçüler odası durak başkanları tüm tedbirleri yeniden masaya yatırmalı. Titizlikler eksik ve ihmale açık kapı bırakmayacak tedbirleri uygulamaya geçirmeli bir kişin yaptığı olay tüm esnafı binlerce çalışan esnafı etkiliyor.

Hepimizi kahreden olayın ardından başta Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım gereken tüm çalışmanın yapılması için ilgili kurumlara talimat verdi ve aileyi evinde ziyaret etti, devletin yanında olduğunu göstermesi açısından önemliydi. Sakarya İl Emniyet Müdürü Selçuk Doğuş olayın aydınlatılması için şüphelinin yakalanması için adeta emniyet uyumadan seferber oldu. İl geneli ve çevre iller uyarılarak şahsın ismi fotoğrafları gönderildi. Asayiş şube müdürlüğü ekipleri başarılı takipleri sonucu o zanlıyı kısa süre içinde kıskıvrak yakalayarak adli makamlara teslim ettiler. Ardından tutuklanarak Ferizli cezaevine gönderildi.

Sakarya aile ve sosyal politikalar müdürlüğü aileyi evinde ziyaret ederek avukat ve psikolog desteğinde bulundu. Açılacak davaya da müdahil olacak. Sakarya barosu aileye anında adli destek yardımı verdi. Bazı siyasi partiler ve şehirde STK’lar yaşanan olaya tepkisiz kalmadılar meydanlara çıkarak yaşanan bu iğrenç saldırıya tepki koydular.

Sakarya’mızda ve ülkemizde böyle vahşi bir olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Yasal olarak alınması gereken tedbirler için adım atılmasını bekliyoruz.