Hüseyin Cumalı yazdı...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) delege seçimleri var. Malum delege seçimleri demokrasi şenliği olarak bilinir. Hatta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Serdivan İlçe Başkanı Nalan Yedekçi delege seçimleri öncesinde yaptığı açıklamada, “Parti içi demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan delege seçimleridir” dedi…
*
Peki bugün CHP’deki delege seçimlerini mi ele alacağız! Hayır, mevzu delege seçimleri değil. Hangi renk liste kazanırsa kazansın. Kazanan listeleri şimdiden tebrik ederim. Mevzu, delege seçimleri öncesinde CHP’ye yakışmayan, CHP duruşuna hiç yakışmayan, CHP gibi köklü bir partide çok da alışık olmadığımız hakaretlere varan, Atatürk’ün partisinde görmediğimiz rezalet…
*
Evet, CHP Sakarya teşkilatında bir rezalet yaşanıyor. Kimse buna dur demiyor. Şimdi bu rezaletin detaylarına girmeden önce şu Turgut Üzmez’e bir bakalım. Kim bu Turgut Üzmez! CHP Serdivan İlçe Başkanlığı Basın sözcüsü imiş! Sosyal medya hesabına, “CHP Serdivan İlçe Örgütü Basın Sözcüsü ve Köylerden Sorumlu 2024 Belediye Meclis Adayı” diye yazmış. Tanır mıyız! Ben tanımam ama son aylarda sürekli sosyal medyadan bana giydiriyor…
*
Malum, sosyal medyada birçok kişi bana geçiriyor. Ben de arkadaşlar gazını atsın diye bir şey demiyorum. İşte bu Turgut Üzmez de gazını atsın dediklerimden biri. Sürekli salıyor ve rahatlıyor. Mesela geçen Haziran ayında benim ve gazetem hakkımda, “Yandaşlığa kalem kiralayan gazeteye dur de” başlığıyla yazmış da yazmış.
*
Turgut Üzmez, “Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi ve editörü Hüseyin Cumalı, gazetecilikten sapmış, muhalefete saldıran bir propaganda aracına dönüşmüştür” diye yazmış. Madde bir Turgut efendi, ben bu gazetenin Genel Yayın Yönetmeniyim. Önce ateş ettiğin şahsın kim olduğunu bil. Yalap şaplak iş yapma. CHP Serdivan İlçe Başkanlığı’nın basın sözcüsü olmuşsun, daha benim kim olduğumu bilmiyorsun…
*
Devam edelim. Turgut Üzmez, “CHP’ye, Meclis Üyesi Şaban Koludra’ya ve AKP dışındaki tüm partilere karşı sistematik ve taraflı bir linç kampanyası yürütülüyor. Gazete, iktidara tek bir eleştiri dahi yöneltmezken; muhalefeti hedef alan haberleriyle basın etiğini ayaklar altına alıyor. Halkın haber alma hakkı yerine, iktidarın çıkarlarına hizmet eden bir yayın anlayışı dayatılıyor” diye yazdı…
*
Ne yapıyormuşum ben! AK Parti’yi kollayıp bütün partileri linç ediyormuşum! Şimdi sana bir laf edecem ama mahkemelik olacağız. Oturmuşsun ilçe başkanlığına çayını içerken klavye kahramanı olmuşsun. Bu kentte CHP’liler dahil alayınız ‘gık’ demediği yerde AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever, il yönetimi ve zenginlerden oluşan grup şirket kurdu…
*
Bu şirket Ferizli’deki OSB’den yer aldı. Elbette bu şirket oradan yer alır. Bu yasaldır ama etik midir diye yazdım. Ben yazdım Turgut efendi ben yazdım. Sen çokoprensi çaya batırıp yerken, biz araştırma yapıyorduk. AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever ve arkadaşları eşim ile bana 12 dava açarken, sen ve senin gibiler Serdivan’daki kafelerde geyik yapıyordu…
*
Ben 12 davadan 6 milyon TL tazminat ile yargılanırken, 504 bin TL avukat parası verirken sen ne yapıyordun. Ben halen yargılanıyorum. Çok uzağa gitmeyelim. Bu kentte işini adam gibi yapmayan, daire müdürlerini koruyan AK Parti Sakarya milletvekillerinin fotolarını gazeteye gerdanlık gibi dizerken, sen ne yapıyordun! Daha yeni, çok yeni, Mudurnu Çayı için kafamı taşın altına sokarken, bakanları, AK Parti milletvekillerini, işini yapmayan daire müdürlerini ben yazarken sen neredeydin! Bir kere Sakarya için eyleme mi geldin! Ne yaptın!
*
Haziran ayındaki yazıda, aynı yazıda bana Turgut Üzmez, “Gazetecilik tetikçilik değildir! Bu gazetecilik değil, bir parti bülteni mantığıdır. Hüseyin Cumalı'nın kalemi halk için değil, iktidar için çalışıyor. Bu duruma sessiz kalmak, yanlışı onaylamaktır” diye yazmış. Sen kimsin! Nesin bu şehirde! Ne zannediyorsun kendini Kurnaz! Sen kime tetikçi diyorsun Kurnaz Turgut….
*
Aynı yazısında kurnaz Turgut, “Adapazarı halkı bu tutuma sessiz kalmamalı! Bu gazeteyi satın almayın, reklam vermeyin, takip etmeyin. Gerçek ve bağımsız basını destekleyin! Yeter artık! Basın yandaşlığın değil, halkın sesi olmalı!” yazdı. Bana bak Kurnaz Turgut haddini bil haddini! Bana tetikçi diyon, burada ekmek yiyen emekçilerin gazetesini almayın diyon. Hatta senin bizimle ilgili başka yazıların da var. Onlarda da hakaret ediyorsun. Bak Kurnaz, haddini çok ama çok aşıyorsun!
*
Devam edecek…
***
MEYDANI BOŞ MU BULDUN KURNAZ!
Tarih 1 Temmuz ve Kurnaz oturmuş klavyenin başına, almış yanına çayını başlamış bana sallamaya. “Taraflı Kalemlerin Gölgesinde Gerçekler Kaybolmaz” başlığı altında, “Adapazarı Gazetesi’nin bugünkü manşetiyle birlikte, Hüseyin Cumalı imzasıyla yayımlanan ‘CHP’de Deprem’ başlıklı yazı, ne yazık ki gazetecilik etiğinden uzak, taraflı, manipülatif ve açıkça bir karalama kampanyasının parçasıdır” demiş.
*
Canım kurnazım, ne güzel de sallamışsın. Bizden yana yazarsan ‘adamsın’ ama bizi eleştirirsen ‘madamsın’ mantığının en güzel örneğini yapmışsın. Devam edelim. Kurnaz efendi, “CHP Sakarya İl Teşkilatı’nın ve Serdivan İlçe Teşkilatı’nın Serdivan’da kamuya ait cami, okul ve sosyal alanların Hazine’ye devrine yönelik eleştirileri, halktan yana sergilenen meşru ve ilkeli bir muhalefettir” demiş.
*
Kurnaz, “Bu itiraz, halkın iradesine kulak verilmeden alınan kararların ve belediye meclis çoğunluğu eliyle yapılan devirlerin sorgulanmasından ibarettir. Ne var ki, Hüseyin Cumalı’nın kaleme aldığı bu yazı, gazetecilik yapmak yerine, adeta AKP’li Serdivan Belediyesi’nin basın bürosu gibi hareket ederek, kamusal eleştirileri çarpıtmakta, Sapanca Belediyesi’nin teknik bir borç (18 yıllık AKP belediyesinden aldığı borç yükü)' nü mahsuplaşmasını, siyasi bir çelişki gibi sunmaktadır” demiş…
*
Kurnaz, “Oysa defalarca belirttiğimiz gibi, Sapanca Belediyesi’nin yaptığı işlem, halkın zarara uğramaması ve mevcut projelerin devam edebilmesi adına, borçlara karşılık olarak yapılan zorunlu bir mahsuplaşmadır. Serdivan’da ise durum bambaşkadır: 15 cami, okul ve yaşam merkezi gibi kamusal alanlar, belediyenin asli görevlerinden biri olan sosyal alan üretimine karşılık değil, yıllarca ihmal edilmiş mali sorumluluklar nedeniyle topluca ve planlamasız şekilde elden çıkarılmaktadır” demiş…
*
Bu Kurnaz anlatıyor ya ben size kısaca özet yapayım. CHP Sakarya İl Teşkilatı yaptığı yazılı açıklamada, “Serdivan Belediyesi, 13 cami ve cami arsası, 1 okul yeri ve 1 yaşam merkezini mecliste CHP’nin ret oylarına rağmen oy çokluğuyla Hazine’ye devretti. Camileri sattı, halkın yerini peşkeş çekti” diye açıklama yaptı. Peki gerçek olan ne!
*
Serdivan Belediyesi, 13 cami ve cami arsası, 1 okul yeri ve 1 yaşam merkezini Hazine Bakanlığı üzerinden ilgili bakanlıklara devretti. Bu devirle birlikte Serdivan Belediyesi’nin devlete olan borçları ödenmiş oldu. Zaten cami ve okul yerini satamayacağına göre, bu yerlerin tapusu sende olsa ne olur! Caminin tapusu ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nda, okulun tapusu Milli Eğitim Bakanlığı’nda olsa ne olur!
*
Cami ve okul tapuları sende olsa bu yerleri satabilecek misin! Hayır satamayacaksın. İşin en tuhafı ne biliyor musun! Yasada yeri olan bu uygulamadan Serdivan Belediyesi değil, İzmir’de CHP’li Seferi Hisar Belediyesi, yine İzmir’deki CHP’li Çiğili Belediyesi, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bütün belediyeler yararlanıyor…
*
Bitti mi, bitmedi. Asıl bomba geliyor. CHP Serdivan İlçe Başkanlığı bu açıklamayı yaptı ya 2 gün sonra CHP’li Sapanca Belediye Başkanı Nihat Arda Şahin çıktı açıklama yaptı.
*
Başkan Nihat Arda Şahin, geçmiş dönemlerden kalan 40 milyon TL vergi borcu için Milli Eğitim’e tahsisli bir alanın Hazine’ye devredileceğini açıkladı…
*
Eeeeeee, ne oldu şimdi! Serdivan Belediyesi yapınca “Camileri satıyor, yerleri peşkeş çekiyor, bunlar nasıl Müslüman” diyenlere soruyorum. Ne oldu şimdi! Aslında bir şey olduğu yok. İlçe belediyelere ait cami ve okul tapuları, ilgili bakanlıklara geçiyor. Ve bunu AK Partili belediyeler de, CHP’li belediyeler de, alayı yapıyor. Sonuç itibariyle satamayacağın bir yerin tapusu ha bakanlıkta ha sende olmuş, ne değişir!
*
Sana soruyorum Kurnaz! İkide bir satılmış kalem, yandaş, yok onun basın kalemi, yok tetikçi diye bana hakaret eden Kurnaz. Serdivan Belediyesi yapınca ‘peşkeşçi’ oluyor da, Serdivan Belediyesi’nden sadece 2 gün sonra aynı uygulamayı yapan Sapanca Belediyesi ne oluyor! Dikkat et. Sapanca Belediyesi okul satışını Serdivan Belediyesi’nden sadece 2 gün sonra gündeme getirdi. AK Parti Sapanca İlçe Başkanlığı da sizin gibi caz yapmadı ve bu satışı meclisten geçirdi…
*
Buna ne diyon Kurnaz! Sen bunları bir düşün daha senle işim bitmedi! Asıl bombalara geleceğiz! Meydanı boş buldun, CHP Serdivan İlçe Başkanı Nalan Yedekçi de sana yol verdi. Ona hain, buna hadsiz, ötekine seviyesiz sallayın bakalım. Ben size bir sallayım da sallama gör Kurnaz !!!