Hüseyin Cumalı yazdı...
Sakaryaspor Başkanı Muhammet Kıratlı’yı eleştiren birkaç köşe yazısı yazdık. Sayıları çok değil ama bazıları, “Yeter artık Başkan Muhammet Kıratlı’yı yazma” diyor. Yazmayalım di mi! Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar ile SATSO Başkanı Akgün Altuğ için, “Yeteri kadar destek olmuyorlar” diye şehirde konuşsun. Ama biz onu yazmayalım…
*
Günlerdir, “Başkan Kıratlı ve yönetimi kulübe kaç para verdiniz” diye soralım. Hiç biri bu soruya cevap vermesin. Ama biz onları yazmayalım. “Sakaryaspor’un borcu 55-60 milyon” dediler, ama Kıratlı, “Kulübün borcu 200 milyona dayanmış” desin. Gördüğü tepkiler sonrasında kulüp sitesinden “Biz öyle demedik” desin. Ama biz onu yine yazmayalım…
*
Bunları yazan gazetecinin önündeki basın kartının ipini tutup, gazeteciyi öküz gibi kendine çeksin. Basın kartının askı ipinde yazılı bulunan “Halk54” yazısını gösterip, “Bu Halk54 mü, Halkbank mı! Bu Halkbank’a daha çok benziyor!” desin. Gazetecinin para karşılığı kendisini yazıyor iması yapsın. Ama biz onu yine yazmayalım…
*
Ne güzel di mi! Sakaryaspor Başkanlığı’na oturmuş, kentte istediğini yapıyor. İstediğine sallıyor, istediğine şekil yapıyor. Ama kimse onu yazmasın veya eleştirmesin. Niye eleştirmesin! Takım zarar görmesin. Tamam, takım zarar görmesin. Birlik ve beraberlik içinde sezona girelim. Çok iyi olur ama önce Kıratlı o makamın hakkını verecek. Sakaryaspor Başkanı olduğunu bilecek ve ona göre hareket edecek…
*
Şimdi gelelim şu Sakaryaspor yöneticisinin beni arayıp tehdit edip, aba altından sopa gösterip, bana racon kesme işine. Geçen Salı günü saat 15.46’da 0 532 396 .. .. nolu telefondan ben de kaydı olmayan biri beni aradı. “Cumalı sen misin” dedi ve ben de “Evet benim” dedim. “Sakaryaspor’u yazan Cumalı mısın” dedi. Ben de “Evet Sakaryaspor’u yazan Cumalı benim” dedim…
*
Telefonun ucundaki ses, “Bak biz burada yönetici arkadaşlarla oturuyoruz. Sen Sakaryaspor’u yazıyor muşun. Seni hukuk servisine verip dava açacaktık. Sonra ‘Ya çocuğu yakmayalım’ dedik. Bak seni yakacaklar. Neyse ben çocuğu yakmayalım dedim” diye konuştu. Bu sözleri üzerine, “Senin adın ne” dedim. Adının Muhammet Arabacı olduğunu ve reklamdan sorumlu yönetim kurulu üyesi olduğunu söyledi…
*
Bunun üzerine, “Sen kime çocuğum diyorsun! Siz kimsiniz! Çocuğum dediğiniz adam 58 yaşında bir gazeteci. Benim adım Hüseyin Cumalı” diye tersledim. Önce Muhammet Arabacı bir şok oldu. Sonra çevresindeki sesler uğultu şeklinde yükseldi ama ne dediklerini duyamadım. Telefonun ucundaki Muhammet Arabacı, “Abi seni korkutmak istedik. Kusura bakma, şaka yapmak istedik” dedi ve kapattık…
*
Şimdi sırasıyla gidelim. Sakaryaspor Başkanı Muhammet Kıratlı’yı eleştiriyorum. Kıratlı boynumdaki basın kartının ipini tutup beni öküz gibi kendine çekiyor. Ondan sonra da basın kartının askı ipinde yazılı bulunan “Halk54” yazısını gösterip, “Bu Halk54 mü, Halkbank mı! Bu Halkbank’a daha çok benziyor!” diyor. Yani bana “Parayı alıyorsun benim hakkımda yazıyorsun” diyor…
*
Bu yetmiyor. Sakaryaspor’un reklamdan sorumlu yöneticisi beni telefonla arıyor. Önce racon kesiyor. Ben yemeyince “Seni korkutmak için yaptık abi” diyor. Ya arkadaş bu nasıl bir başkan, bu nasıl bir yönetim, canımız Sakaryaspor kimlere kaldı! Yöneticiler oturmuş, kendilerini eleştiren gazeteciyi korkutmaya çalışıyor. “Sana dava açacaklar çocuk” deyip hukuk ve adalet üzerinden beni tehdit ediyor…
*
Rahmetli Halit Evin, rahmetli Ömer Yazıcı, rahmetli Mehmet Atay, rahmetli Fikret Şen, rahmetli Hilmi Yıldırım, rahmetli Rauf Batuboylu ile çalıştım. Tuncer Tepe, Erkal Etçioğlu, Aydın Zengin, İbrahim Müftüoğlu, Musa Genç, Nihat Ayyıldız, İrfan Çelik, Altan Edis, Sabri Küçük, Aziz Duran, Selahattin Aydın, Bülent Yılmaz, İsmail Gürses, Erdal Taşkın, Metin Doğruçan, Vedat Yaşlıca, Cevat Ekşi, İbrahim Nalbant, Cumhur Genç ile çalıştım…
*
Bu başkanlardan bazılarına çok ama çok sert yazılar yazdım. Bir çoğunu istifaya davet ettim. Selahattin Aydın’ın sembolik mezarını yaptım ve mezar taşını diktim. Rahmetli Halit Evin’i çıldırttım. İsmail Gürses ile iyi kapıştım. Sabri Küçük’ü fena yazdım. Cumhur Genç’i de sağlam yazdım. Ama Allah var. Bu yazdığım başkanların hepsi bana çok kızdı, hem de çok kızdı…
*
Ama hiçbir Sakaryaspor Başkanı o kadar sinirlenmesine rağmen Muhammet Kıratlı gibi ne hakaret etti, ne de yönetimine beni tehdit ettirdi. Ben bu güne kadar böylesini görmedim. Kolay da görmeyiz. Ayrıca boynumda ne yazdığını öğrendin mi Kıratlı, Halk54 mü yazıyormuş yoksa Halkbank mı yazıyormuş!
*
Uzun lafın kısası Muhammet Kıratlı, sağda-solda, “Ben onun boynundaki Halk54 için ‘Halk Bankası şakadan dedim’ diye masal anlatma. Ben o gün senin yüzündeki egoyu, gözlerindeki o alaycı ‘çok ince görürüm’ havasını, duruşundaki rüzgarı gördüm. Ayrıca Sakaryaspor için kafa yoracağınıza, kafa kafaya verip para bulacağınıza, gazeteciyi telefonla arayıp “Sana dava açacağız çocuk” diyerek korkutmaya, hukuk ve adalet üzerinden tehdit etmeye çalışıyorsunuz. İşte siz bu kadar çaresiz ve beceriksizsiniz…
-----------
SAĞLIKTAN O ELLERİNİZİ ÇEKİN!
Mevzu çok ve ne yazık ki ben hepsine yetişemiyorum. Ancak son zamanlarda birileri Sakarya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Kayhan Özdemir’e yürüyor. Sıkıntı yok yürüyün, ama şunu belirtmek isterim. En kısa zamanda ben de size yürüyecem…
*
Ne güzel di mi…
Karşılıklı yürüyelim bakalım…
---------------
SAKARYA’NIN “YİĞİT” EVLADI
Sürekli, “SASKİ Genel Müdürü Yiğit Turan istifa etti ve sen hiçbir şey yazmadın” diyorlar. Doğru diyorlar. Ben Yiğit Turan’ı severim. Ancak yangınlar nedeniyle öyle bir gündem oldu ki bir türlü Turan’ın istifasını yazamadım. Çok yakın zamanda bunu da yazacağım…